Perşembe, Kasım 19, 2015

William Blake (2): "Baca Temizleyicisi (The Chimney Sweeper)" Şiirleri ve "ÇOCUK İŞÇİLER"




Blake’in iki şiirini konu olan yazının ikinci bölümüne, birinci bölümde[1] Sennur Sezer’in dile getirdiği ayrımı hatırlayarak başlayabiliriz. Sezer iki şiir arasındaki farkı, ilk şiirde baca temizleyicisi “çocukların acısının işlenmesi”, ikinci şiirdeyse “çocukların ezilmelerinin sebepleri olan kişilerin ve sınıfların suçlanması” olarak ifade ediyordu.[2]

Blake’in baca temizleyicisi figürüne başvurduğu diğer bir şiiri olan Londra’yı (London) inceleyen Mevlüde Zengin (2014), şairin  o şiirde otoriteyi ve gücü temsil eden “hükümet, monarşi ve kilise” kurumlarına yönelttiği eleştiriyi, dönemden seçtiği “baca süpürücüsü, asker ve fahişe” figürlerini genelleştirerek yaptığını öne sürüyor. Bu genelleştirilmiş figürlerin arkasında, Kilise ve monarşinin baskısı altında yaşayan, toplumsal sistemin yol açtığı sefil yaşam koşullarına katlanmak zorunda kalan sıradan insanlar bulunur. Şiirdeki bu üç figür, Londra’daki sanayileşmenin kurbanlarını temsil eder. Zengin’e göre Blake bu şiirde yönetim, kraliyet ve Kilise tarafından fakirleştirilen, ötekileştirilen, dışlanan ve sömürülenlerin sesi olmuştur ve şiir yazıldığı dönemin egemen güçlerine karşı duran politik ve sosyal protesto metni olarak değerlendirilebilir.

Londra şiirinde de karşımıza çıkan baca temizleyicisi figürü, bu yazıda incelenen iki şiirin ana karakteri ve tarihsel bir karşılığı da var. 18 ve 19. Yüzyıllarda, İngiltere’de, fabrika ve tarlalarda çalışan işçilerin durumu kötüdür, fakat aile gelirine katkı sağlasınlar diye çalışmak zorunda bırakılan çocukların koşulları ürkütücü düzeydedir. Sanayileşme, kitlesel üretim, tarımdan kopan insanları kentlere toplamış, işçileştirmiş, önce aile çiftliklerinde çalıştırılan çocuklar, sonra iş için yetişkinlerle rekabete zorlanmışlar. Hem az para verilen hem de fazla çalışmaya zorlanan bu çocuklar tehlikeli şartlarda saatlerce çalıştırılmışlar, ağır çalışma şartları nedeniyle yaralanmış, hastalanmış ve çoğu erken yaşlarda ölmüşler. Büyüyemeden, 16 yaşını göremeden ölen bu çocukları efendilerine-patronlarına satanlar da, onların yaşam mücadelesi veren, kötü beslenen ve sık sık sık sakatlanan ana babalarıdır. İşte aşırı biçimde sömürülen bu çocuk işçilerin koşulduğu işlerden birisi de, ancak yaşları çok küçük çocuk bedenlerinin sığabileceği dar bacaların temizlenmesi işidir (Dragounová, 2008; McClard, 2008).

İşçileri kollayan, iş güvenliğine önem veren yasalar da yoktur o dönemde. Blake Masumiyet ve Tecrübe Şarkıları’nı böyle bir ortamda yayımlar (1794) ve çocuk işçiliğinin kaldırılmasını veya en azından yeniden düzenlenmesini amaçlar. Ancak yayın, Blake’in sağlığında çok dikkat çekmez, çok az kişinin dikkatini çeker. Blake öldükten sonra bir destek tabanı bulan yayına, resmi ilginin (İngiliz Parlamentosu) gösterilmesi 1844’ü bulur (McClard, 2008; Vines, 2005).



Masumiyet Şarkıları’ndaki “The Chimney Sweeper”

Masumiyet bölümündeki şiirde, 18 ve 19.yüzyıllar İngiltere’sindeki çocuk işçiliğinin karanlık yüzü, sanayileşmenin, çocuk emeği sömürüsünde görüldüğü gibi vahşete varan sonuçları resmedilir. Çocuklar babaları tarafından satılmakta, baca temizleyicisi olarak çalıştırılmaktadır (Afrin, 2012; Jain, 2013).

Annem öldüğünde ben çok küçüktüm,
Ve babam beni sattığında daha dilim
Dönmüyordu bile bacacı sözüne. Şimdi işte
Bacanızı temizler ve uyurum is içinde.[3]

İlk dörtlükteki çocuk, belki 5 yaşından daha büyük değildir. İşini söylemeye dili dönmemekte, onun ağzında sweep sözcüğü weep sözcüğüne dönüşmektedir. Çocuk annesinin ölümü üzerine babası tarafından satılır ve muhtemelen bir daha babasını da göremeyecektir. Çocuğun gözünde içinde bulunduğu durum, acı verici yanından çok, masumiyet ve memnuniyete tekabül eder. Traş edidiği için ağlayan Tom’u artık kurum beyaz saçlarını lekeleyemeyecek diye teselli etmeye çalışır (Dragounová, 2008).

Küçük Tom Dacre var ya, ağlamıştı kuzu sırtı gibi
Kıvır kıvır saçları kesilirken, ben de dedim ki,
Şşt Tom boşver, çünkü kafan çıplak kaldığında
Bilirsin kurum zarar vermez beyaz saçına.

Manali Jain’e göre (2013), Tom’un traşlı başı onun ve onun gibi binlerce diğer çocuğun feda edildiği, masumiyetlerinin kölelleştirildikleri bir düzen tarafından yok edildiği anlamına gelir. Michaela Dragounová (2008), Tom’un kıvırcık saçlı kafası kuzuya benzetilmesini bir Hristiyan teması olan “İsa-kuzu”ya gönderme olarak okur ve masumiyet ve itaati simgelediğini düşünür. Blake şiirinde kuzu, Tanrı’yı simgeler ve masumiyetin üç evresi, babeklik, çocukluk ve gençliktir (Afrin, 2012).Böylece Hristiyan doktrini çocukların ucuz işgücü olarak çalıştırılmaya boyun eğmesi, itaat etmesine hizmet eder. Onlar binlercedir ve sadece ticari metadırlar. Kanserden ölmeleri hiçbir şeyi değiştirmez, yerlerini yenileri alır. Kurtuluşu da bir Hristiyan teması sağlar, bir melek onları babalarına, Tanrıya götürür. Kurtuluş umudu, ölümden sonraki hayattır (Dragounová, 2008).

Ve böylece sakinleşti, ve tam o gece,
Tom uyurken öyle bir hayal görmüş ki,
Dick, Joe, Ned ve Jack, binlerce temizleyici,
Kapkara tabutlara konmuş hepsi,

Bir Melek gelmiş elinde parlak bir anahtarla,
Ve tabutları açıp hepsini serbest bırakmış. Sonra
Yeşil bir düzlükten aşağı güle oynaya koşmuşlar,
Bir ırmakta yıkanmış ve Güneşte parlamışlar.

Sonra çıplak ve beyaz, bırakıp bütün çantaları arkada,
Bulutların üstüne yükselmiş, eğlenmişler rüzgarda.
Ve Melek Tom’a iyi bir çocuk olursa, Tanrı’nın ona
Baba olacağını söylemiş, ve üzülmeyeceğini bir daha.

Tom’un babasızlık ve aile bakımından yoksunluk duygusu onu yaralar ve gerçek hayatta karşılık bulamayan arzular, rüyada gerçekleşmiş olarak karşımıza çıkar. Tom onu koruyan, ona iyi davranan bir baba hayal eder (Afrin, 2012). Ancak Tom’un rüyasında gördüğü bütün baca temizleyicilerini kurtaran melek sadece bir düştür, gerçek dünya farklıdır. Gerçeklik, onların beyaz bedenlerindeki saflığın kurumla lekelenmesiyle simgelenir. Sağlıksız koşullarda çalışan, kötü beslenen baca temizleyicileri erken ölürler ve “kara tabutlar” onların ölümünün masumiyetin ölümü olduğunu söyler. Baca temizleyicisi olarak çalışmaya zorlanan çocukların, çocuklukları, iyilik ve masumiyetleri kötülük tarafından sömürülmektedir (Jain, 2013).

Ve sonra Tom uyandı, biz de karanlıkta kalkıp
İşe gittik çantalarımızı fırçalarımızı alıp,
Sabah soğuktu ama Tom mutlu ve sıcaktı, gerek yok demek ki
Sıkıntıdan korkmasına kimsenin, yaparsa görevini.

Gerçeklik karşısında çocuğun devam eden iyimserliği, Hristiyan inancının ona öğrettiği “görev”  anlayışında yatar (Dragounová, 2008; McClard, 2008). Masumiyet şarkılarında ölümden sonraki hayat bireyi  güçlendiren, pozitif bir faktör olarak ortaya çıkar (Afrin, 2012). Yetişkinlerin dünyası çocuklara, masumiyeti yok eden bir kötülük dünyası olarak yansır ve acı-umutsuzluk verir. Tek başına değerlendirildiğinde birinci şiir, insanların içinde var olan ve dışarıdaki güçler tarafından bozulan-sınırlanan ilahi/kutsal dünyaların insana huzur verebileceğini söylüyor gibidir (Musante, 2007). Ancak bu şiir, tecrübe bölümündeki, toplumsal eleştirinin öne çıktığı diğer şiirle birlikte düşünülmelidir.

Tecrübe Şarkıları’ndaki “The Chimney Sweeper”

Masumiyet ve Tecrübe şarkıları birbirine zıt öğelerle tasarlanmıştır. İlk bölümde tahayyül edilen masumiyetin, Tecrübe bölümünde hayat-gerçeklik tarafından nasıl bozulduğu, yok edildiği gösterilir.Tecrübe bölümü hem kötümser olmak hem de Kilise gibi kurumlara eleştiri getirmekle, Masumiyet bölümünden ayrılır (Afrin, 2012, McClard, 2008).

İkinci şiirde, ilk şiirdeki uysal kuzu imgesinin yerini, “kar içindeki küçük kara şey” alır. İsimsiz bir şehrin caddelerinde yalnız bir çocuk dolaşmaktadır. Küçük işçi, şimdi, bir hayvan değil, hiçkimsenin duygularına seslenemeyen bir şey, yalnızca “bir şey”dir. Ana-babasının kiliseye, Tanrı’ya ve onun rahip ve kralına dua etmeye gitmesi, şiirin toplumsal eleştiriye döndüğü yerdir (Dragounová, 2008).

Küçük kara bir şey karlar içinde;
Bağırıyor bacacı! Bacacı! Kederli bir sesle
Nerde senin anan baban? Söyle bana?
İkisi de kiliseye gittiler tapınmaya.[4]

Çünkü ben mutluydum çimenler üstünde,
Ve gülüyordum kışın karları içinde:
Bana ölüm giysilerini giydirdiler,
Ve bu kederli şarkıyı öğrettiler.

Baktılar mutluyum, dans edip şarkı söylüyorum,
Bana zarar vermediklerini düşündüler;
Dua etmeye gittiler Tanrı’ya, onun Rahibine ve Kralına,
Bizim sefaletimizden bir cennet kuranlara.

Şair sadece kiliseyi suçlamaz, kralı da bu durumdan sorumlu tutar. Hristiyan doktrini çocukları, İsa ve onun çocuklarına, itaatkar kölelere/masum kuzulara dönüştürmektedir (Dragounová, 2008).  Ne Kilise ne de devlet, çocukların ölürcesine çalıştırılmalarını ve yetersiz beslenmelerini önlemeye yönelik bir şey yapmamışlardır. Aileleri de, inançlı olmalarına rağmen çocuklarını ihmal edip yönlerini kiliseye çevirmişlerdir (Afrin, 2012).

Nujhat Afrin’e göre (2012), her iki şiirde de baca temizleyicisi, merhametsiz bir dünyada, sıkıntılar içindedir ve gerçkleşmemiş, tatmin edilmemiş arzularıyla vardır. Tecrübe bölümü kötümserdir ve birinci şiirdekinin aksine baca temizleyicisi sefaletten kendini kurtaramaz. Masumiyet şarkılarında ölümden sonraki hayat  güçlendiren, pozitif bir faktörken, tecrübe şarkılarında Blake gözümüzü topluma çevirir ve kendi zamanındaki toplumdan öfke duyar.

Michael James McClard’a göre (2008), her iki şiirde de merkezde olan sömürülen çocuklardır. Birincisinde çocuk naif biçimde memnundur hayatından. Birincisinde kurbanların durumu kabullenmesi, ikincisinde farkındalık ve protesto söz konusu olsa da,  Blake bize farklı durumlarda çocukların farklı tepkiler geliştirebileceğini ve toplumsal koşulların değişmesi için çocuklara kendi çıkarlarını belirlemede güvenilemeyeceğini, bunun yetişkinlere düşen bir görev/sorumluluk olduğunu söyler. Bu, 18.yüzyılda olduğu gibi bugün de böyledir.

Şarkı

İki şiiri birlikte ele almanın yanına genel olarak “Blake şiirini” koyarak bağlamı genişletebiliriz. Olivier Bochettaz’a göre (2011) Blake insanlığa, uygarlaşmanın bizi gerçek doğamıza yabancılaştırdığı mesajını verir ve bizi toplumda hakim olan bilim ve akıl kültürünün risklerine karşı uyarır. Modern insan, tehlikeli biçimde kendini materyalist ve faydacı bir bakışla sınırlamakta, doğuştan gelen neşe ve masumiyetten uzaklaşarak, şimdi’yi merkeze alıp bireyci olmakta, bencilleşmektedir. Blake insandan bu yanılsamadan kurtulmasını, bunun için gerçek doğasını yeniden canlandırmasını ister. Bireysel restorasyon, kendine yönelik-içsel devrim, adım adım diğer bireylere geçerek dışarıyı, toplumu da değiştirir.

Little Black Boy şiirini inceleyen Jérémie Kroubo (2010), Blake’in şiirindeki masum ve naif siyah karakterleri, baskı ve ırkçılığı çıplak gerçekliğiyle algılamadıkları, pasif biçimde adaletsizliği kabul ettikleri için eleştirir. Siyah çocuk beyaz insanlara öfke duymaz, sadece onlarla eşit olacağı, bir İngiliz çocuk olacağı cennete ulaşma arzusu içindedir.

Öte yandan, Blake’in toplum ve toplumsal kurumlara yönelik eleştirisinin dinsel bir içerik taşıması, toplumsal değişmeyi sadece bireysel düzlemde ele alması, Little Black Boy şiirinde pasif karakterler kurgulaması, şu gerçeği de değiştirmez. Blake, Tecrübe bölümündeki şiirde, esas olarak, Masumiyet bölümünde çocuklara öğretilen ve onlarda iyimser bakışa neden olan şarkıyı eleştirmektedir. Bu, çocuklara itaati aşılayan ve mutluluk oyunu oynamalarını sağlayan şarkı sayesinde, toplum ve toplumsal kurumlar değişmemektedir. Ölümden sonraki hayat-cennet umuduyla çocukları itaate, uysallığa ve mutluluk içinde kırlarda dans etmeye sevk eden şarkı, ana-babaların görüntüyü gerçekliğe tercih edip gerçekliğin sorumlularının etkisinden kurtulamamalarının da nedenidir. Bu şarkı, ölüm sonrası cennet vaadiyle yeryüzünde kendilerine cennet kuranlar tarafından yazılır, sefalet içinde olanlarca söylenir ve sefaleti yaratanların istedikleri düzen devam eder. Öyleyse masumiyeti, itaate-uysallığa kilitleyen bu şarkı sorunludur ve sömürülenler-ezilenler kendi şarkılarını yazıp söylemedikçe, içinde bulundukları koşullar değişmeyecektir. 

birinci bölüm

tamamı PDF   

Kaynakça                                                                                                       

Jérémie Kroubo, A Comparative Study of Three Anti-Slavery Poems Written by William Blake, Hannah More and Marcus Garvey: Black Stereotyping, GRAAT On-Line Occasional Papers – January 2010

Manali Jain, The Criterion An International Journal in English, 2013, 12

Michaela Dragounová, Mind-forg’d Manacles:Freedom and Authority in Blake’s Poetry, Bachelor’s Diploma Thesis, 2008

Michael James McClard, Making a Heaven of the Innocents’ Misery: William Blake’s “Chimney Sweeper” Poems, Academic Forum 26, 2008-09

Mevlüde Zengin, William Blake’s “London”: A Resistance To Power and Authority, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 54, 1 (2014), 117-148

Nujhat Afrin, Discourse of Children in William Blake’s “Chimney Sweeper
 IOSR Journal of Humanities and Social Science (JHSS), Volume 2, Issue 4 (Sep-Oct. 2012), PP 27-30

Olivier Bochettaz, William Blake & The Perception of The Real, Literature, 2011

Robert Joseph Musante, Embracing the Divine: The Life of Spirit in William Blake's Songs of Innocence, Songs of Experience, and The Marriage of Heaven and Hell , December 2007

Timothy Vines, An Analysis Of William Blake’s Songs of Innocence and of Experience as A Response to The Collapse of Values, Cross-sections: Volume I, 2005








[2] Çocuk İşçiler, 8 Haziran 2014 http://www.evrensel.net/yazi/71519/cocuk-isciler

[3] Çeviri: Selahattin Özpalabıyıklar, William Blake: Masumiyet ve Tecrübe Şarkıları, T. İş Bankası yayınları, 2.Basım, 2013
[4] Çev.: Selahattin Özpalabıyıklar