Cumartesi, Kasım 01, 2014

Sanal Uzamda Bir Direniş Pratiği: Hacktivizm- Eda Ferligül Çakılcı


İletişim araçları olarak internetin ve yeni medyanın erişime açık ve doğrudan olma özelliği demokratikleşme bağlamında umut vaat etmektedir. Geleneksel medya yapılanmalarının hiyerarşiye dayalı, yurttaşların çoğunluğunun erişimine kapalı ve tek yönlü işleyen yapısıyla karşılaştırıldığında, yeni medya araçlarının bu yapılanmalardan daha demokratik bir oluşuma işaret ettiği ifade edilebilir. Yeni medya, açık ve resmî olmayan, etkileşime dayalı ve geniş kitleler için ulaşılabilir olma nitelikleriyle politik bağlamda önemli fırsatlar sunmaktadır. Yeni medyaya ilişkin bu umutlar üç ana etmene dayandırılabilir. İlk olarak, yeni medya bilgiyi, üretim ve dağıtım süreçlerinde 'demokratikleştirmektedir' (Siapera, 2012:83). Bir başka ifadeyle, yeni medya bağlamında bilginin üretim ve dağıtım süreçleri geleneksel medyadan farklılaşmaktadır, internet erişimine sahip tüm insanlar siteler oluşturma ve eşik bekçileri olmaksızın bilgi üretebilmekte, bu bilgileri dolaşıma sokabilmekte, diğer kişilerin üretmiş oldukları bilgilere ulaşabilmektedir. İkinci olarak, yeni medya aktif katılıma, insanların çeşitli çıkar grupları ve ittifaklar oluşturmalarına olanak tanımakta ve insanları harekete geçirebilmektedir. Bir başka deyişle, yeni medya örgütlenmeyi kolay kılma, çevrimiçi kampanyalar oluşturarak destekçi sayılarını arttırabilme ve örgütlere ekonomik iletişim olanakları sunmaktadır (Siapera, 2012). Dahlberg'in (2001) de altını çizdiği üçüncü etmen ise, önemli konularda çevrimiçi tartışma ve müzakere imkânları sağlayarak kamusal alana yeni bir soluk kazandırmasıdır.

Castells (2013), yeni medyanın ortaya çıkışıyla birlikte yaşanan değişimleri ağ politikası çerçevesinde değerlendirmektedir. Castells'e göre (2013), ağ politikası medya ve enformasyonu kullanabilme becerisi etrafında şekillenmektedir. Bu bağlamda Castells (2013), "enformasyonel politika" kavramını kullanmaktadır. Yeni medya ve teknolojiye bağlı olan bu yeni politika biçimi merkezsizleştirilmiş ve bölgesel ve ulusal politikayla bağlarını koparmış, dolayısıyla birçok yönden küreselleşmiş bir form olarak tanımlanmaktadır (Castells, 2013:47). Siyasilerden çok yurttaşların kullandığı bir araç olarak yeni medya ve internetin aktivist hareketlere ivme kazandırdığını ifade etmek mümkündür. Bu değişimlere karşın, bu politikanın demokratik boyutu ve genel niteliğine ilişkin sorular hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Yeni medyaya ilişkin bir başka soru ise dijital medyaya erişimde ve kullanma becerilerinde eşitsizlik konusuyla ilgilidir. Bunlara ek olarak, çevrimiçi uzamda gerçekleşen tartışma ya da müzakerelerin gerçekte tartışma ya da müzakere olarak tanımlanıp tanımlanamayacağına ilişkin sorular da mevcuttur (Dahlberg, 2001; Papacharissi, 2002). Ayrıca, internette yayınlanan bilgilerin kaynaklarına ve niteliğine ilişkin güvensizlik de bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternet kullanımının yaygınlaştığı geçtiğimiz 25 yılda yepyeni demokratik uygulamaların deneyimlendiğini ifade edemesek de, internet teknolojisine bağlı olarak ortaya çıkan, geleneksel pratiklerle benzerlik taşıyan fakat belirli noktalarda -öncelikle araçsal olarak- farklılaşan karşıt söylem oluşturma pratiklerinden söz etmek mümkündür. "Hacktivizm" bu pratiklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hacktivizm, kısa tanımlamasıyla hackleme ve aktivizmin evliliğine karşılık gelmektedir. Hacktivizmin amaçlarının ve yöntemlerinin bir değerlendirmesini ele almadan önce, hacklemenin tanımı ve tarihine ilişkin genel bir çerçeve sunmak yararlı olacaktır. "Hack", teknolojinin etkili ve genellikle geleneksel olmayan uygulamaları olarak tanımlanabilir. Levy'ye göre (1984) hack, ilk olarak donanım üzerindeki mühendislik becerisi olarak tanımlanmış, daha sonraları yazılım problemlerine orjinal ve etkili programlama çözümleri olarak değişime uğramıştır. Turkle'a göre (1984), hackleme eyleminde yaratıcı fikirler, özgünlük, uyarlanabilirlik ve orjinallik her zaman ön planda tutulmaktadır. Jordan ve Taylor (2004) ise, hackerları teknik problemlere somut çözümler bulabilmek için bilgisayarları kurcalamaktan zevk alan kişiler olarak tanımlamaktadır. Literatürde yer alan hack tanımlarından yola çıkarak hacktivizmi, kişilerin aktivist amaçlarını gerçekleştirmek için teknolojiyi geleneksel olmayan, özgün uygulamalar yaratmak için kullanılması olarak tanımlamak mümkündür.

"Hacker" kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğünde tam karşılığı: "Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri konusundaki bilgisini gizli verilere ulaşmak, ağlar üzerinde yasal olmayan zarar verici işler yapmak için kullanan kimse (bkz. bilgisayar korsanı)." Keleş'e göre (2013) hackerlar, "mevcut olanaklarla yetinmeyip daha iyisi nasıl olur, mümkün görünmeyenler nasıl mümkün kılınır çabası içindeki insanlardır" (s.5). "Teknik bilgilerini paylaşan, tüketim kültürüne, popüler olana direnen, bilginin tekellerde kalmaması için çaba gösteren, bütün bunları keyif aldıkları ve sadece yapabildikleri için yapan gönüllü kişilerdir (Keleş, 2013:8). Levy (1984) ise, hackerların prensiplerini şu şekilde ifade etmiştir;

·         Bilgisayarlara erişim limitsiz ve eksiksiz olmalıdır.
·         Tüm bilgi serbest olmalıdır.
·         Otoriteye güvensizlik-merkezsizleştirme desteklenmelidir.
·         Hackerlar derece, yaş, ırk ya da konumları gibi sahte kriterlere göre değil,hackleme eylemlerine göre değerlendirilmelidir.
·         Bilgisayarla sanat ve çok iyi şeyler yapılabilir.
·         Bilgisayarlar insan hayatınını olumlu yönde değiştirebilir.

Hackerların kabul gören bir özelliği, günümüzde bilgisayar teknolojisinin hızla ilerlemesinde önemli bir paya sahip olmalarıdır. "Hacker" kavramı ilk olarak dünyanın en saygın teknoloji merkezlerinden biri olan MIT öğrencileri arasında ortaya çıkmıştır ve özünde "eşek şakası" ve "başarılı yapılandırma ve çözümler" anlamlarını taşımaktadır (Akdeniz, 2013). MIT'nin öğrencileri arasında merak, bilgiyi paylaşma ve daha iyisini yapabilme çabasına dönüşen "hack" eylemi, muhalif bir pratiğe ön ayak olarak "hacktivizm" kavramının ortaya çıkışına neden olmuştur. Hackleme eylemleri ve hacktivist eylemlerin temelinde aynı etik kuralların ve fikirlerin bulunduğunu ifade etmek mümkündür. Bu noktada hackerlık çatısı altında değerlendirilebilecek bilgisayar korsanlığı ve hacktivizmi ayırmak gereklidir. Bilgisayar korsanlığı; sahip olduğu bilgiyi, çökertmek, yıkmak ve kişisel çıkar sağlamak için kullanan kişilerin bilgisayar ortamındaki eylemleridir (örn. internet bankacılığına yönelik saldırılar, kişisel hesaplara para transferi vb.). Bu eylemler kişi ve kurumlara zarar vermekte ve politik bir duruştan yoksun bir pratik olarak gerçekleştirilmektedir.

Hackerlar, bilginin korunmasına özel bir önem atfetmektedir. Bilginin korunabilmesi için hackerların kuralı, bilginin özgür olmasıdır (Akdeniz, 2013; Sabancı, 2013). Bilginin özgür olması, gücün kimsenin tekelinde olamaması anlamına gelmektedir. Hackerların bir başka etik duruşu ise, "insanların görüşlerine, şekline göre değil, zekası ve söylediklerine göre yargılamak"tır. Bir hackerın herhangi bir kişinin diniyle, ırkıyla, cinsiyetiyle, giyimiyle yargılaması ya da bunlardan birisine göre tavır alması söz konusu değildir" (Sabancı, 2013:24). Hackerların etik kurallarına göre, "bilgi özgürdür, ve öyle kalmalıdır; merak, herşeyden önemli bir dürtüdür; önemli olan birisinin nasıl göründüğü değil, nasıl düşündüğüdür; siberuzayın doğasına dışarıdan bir müdahale kabul edilemez; bilgisayarlar iyidir ve onlarla iyi birşeyler yapabilirsiniz" (Sabancı, 2013:24). Hackerların, 1980'li yıllarda aktif olarak faaliyet gösteren ve daha sonra yakalanarak suçlu bulunan Mentor isimli tanınmış bir hacker tarafından yazılan bir manifestosu bulunmaktadır. Bu manifesto birçok hacker ve hacker grubu tarafından benimsenmiş ve 1980'lerden günümüze temelindeki düşünce aynı kalmak suretiyle eklemeler yapılarak genişletilmiştir. Mentor'un yazmış olduğu ilk manifestonun son bölümü şu şekildedir;

Artık burası bizim dünyamız... Elektron ve devre anahtarının dünyası, baud’un güzelliği. Zaten varolan, açgözlü vurguncularca işletilmese sudan ucuz olacak bir hizmeti parasız olarak kullanıyoruz ve bize suçlu diyorsunuz. Keşfediyoruz... ve bize suçlu diyorsunuz. Bilginin peşinden gidiyoruz... ve bize suçlu diyorsunuz. Deri rengi olmadan, milliyet olmadan, dinsel tarafgirlik olmadan varoluyoruz... ve bize suçlu diyorsunuz. Atom bombaları yapıyorsunuz, savaşlar çıkarıyorsunuz, öldürüyorsunuz, hile yapıyorsunuz ve bize yalan söyleyerek bizim kendi iyiliüimiz için olduğuna inandırmaya çalısıyorsunuz, yine biz suçlu oluyoruz. Evet, suçluyum. Suçum merak. Suçum insanları nasıl göründüğüne degil, ne söyledigi ve ne düşündüüüne göre değerlendirmek. Suçum sizden daha akıllı olmak, bunun için beni asla affetmeyeceksiniz. Ben bir hacker’ım ve bu da benim manifestom. Bu bireyi durdurabilirsiniz, ama hepimizi durduramazsınız... Nihayetinde, hepimiz aynıyız. The Mentor (Hacker Manifestosu, 8 Ocak 1986, Çeviri: Işık Barış Fidaner)1

Bu bağlamda, etik kuralların belirlendiği, ilk ortaya çıkışından itibaren bir manifestosu olan bir alt kültürün sadece "teröristler", "korsanlar", "suçlular", "sivilceli ergenler"e indiregeyerek tanımlamak sorunlu görünmektedir. Hackerlar daha çok, sahip oldukları ileri düzeydeki teknoloji bilgileri kullanarak internet çağını etkileme gücüne sahip olmaları nedeniyle çağımızın en önemli karşıt kültürlerden biri olarak değerlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Hackleme pratiği bağlamında toplumsal ve politik boyut göz önünde bulundurulursa, hacktivist eylemlerin dijital dünya ve gerçek dünya arasında bir köprü oluşturduğu ifade edilebilir. Sonuç olarak, dijital dünyada gerçekleştirilen eylemlerin gerçek dünyada karşılık bulduğu örnekler gün geçtikçe artmaktadır (örn, ağlar üzerinden örgütlenen toplumsal hareketler, iktidarın erişime kapattığı ağların hackerlar yardımıyla erişilebilir kılınması, wikileaks vb.).

İnternet kullanılarak örgütlenen toplumsal hareketlerin lidersiz yapısına benzer bir şekilde hacker grupları ve hacktivist oluşumlar da lidersiz örgütlenmelerdir. Demirkıran'ın (2013) ifade ettiği üzere, "önder bir bireyden ziyade, bir fikirdir" (s.28). Bu yapı, Anonymous gibi anaakım tarafından illegal olarak nitelendirilen hacktivist oluşumların güçlü bir özelliğidir. Oluşuma destek veren, birlikte çalışan hackerların birbirlerini tanımamaları, belirli bir liderin yönetimde olmaması, dikkat çekilmek istenen bir olayda eylem gerçekleştikten sonra dağılmaları, başka bir eylemde farklı hackerların aynı örgütlenme biçimiyle sanal uzamda tekrar bir araya gelmesi bu oluşumları yasal açıdan izi sürülemez bir konumda tutmaktadır. Demirkıran, çevirimiçi aktivizm, hacktivizm ve siber terörizm arasında bir ayrım yapmaktadır. Demirkıran'a göre (2013) çevirimiçi aktivizm, internetin iletişim aracı olarak kullanıldığı ve asıl hareket yerinin gerçek dünya olduğu aktivizm biçimidir. Hacktivizmin ise doğrudan hareket yeri sanal dünyadır, yıkıcı ve yok edici özellik taşımaz, aksaklık çıkarma ve belirli bir noktaya dikkat çekmek amacıyla yapılır. Siber terörizm ise zarar verici, yıkıcı ve yıpratıcı eylemleri içermektedir (Demirkıran, 2013:31). Bu tanımdan yola çıkarak siber terörizm ve bilgisayar korsanlığının yıkıcı eylemler için kullanıldığını ifade edebiliriz. Siber terörizmi ise sanal uzamda gerçekleştirilen terörist eylemler olarak tanımlamak mümkündür. Bilgisayar korsanlığı ise, kişisel çıkarlar doğrultusunda gerçekleştirilen daha küçük ölçekli dolandırıcılık benzeri eylemlerdir.

Yöntemine ilişkin temellerini hackleme pratiğinden alan hacktivizm, sanal uzamda özgürlük temeline dayanan, bilginin özgür kılınması hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Jordan ve Taylor (2004) hacktivizmi, yeni enformasyon teknolojilerini aktivist hedefler çerçevesinde toplumun yararına tahsis etmek için yaratıcı ve savunulabilir bir girişim olarak tanımlamaktadır. Hacktivizm, gerçek dünya şartlarına ilişkin politik endişelerin ve muhalif duruşun, kapitalizmin bir aracı olarak değerlendirilebilecek dijital teknolojileri kullanarak sistemin içine dâhil edilmesidir. Hacktivizmi kitlesel hareketler ve ileri düzey teknoloji bilgisi gerektiren dijital eylemler olarak iki grupta incelemek mümkündür. Taylor ve Jordan (2004), "kitlesel eylem hacktivizmi"ni (mass action hacktivism) politika ve zararsız teknoloji kullanımının birleşimi olarak tanımlamaktadır. Kitlesel eylem hacktivizmi, çok sayıda bilgisayar kullanıcısının belirli bir amaç doğrultusunda örgütlenerek sanal uzamda eylemler gerçekleştirmesi olarak açıklanabilir. Bu hacktivizme örnek olarak, temellerini oturma eylemi, grev, boykot benzeri protesto pratiklerinden alan sanal oturma eylemleri, sanal abluka ve e-posta bombaları verilebilir. Kitlesel hacktivist eylemlere destek olmak için temel düzeyde teknoloji bilgisine sahip olmak, yani bir bilgisayar kullanıcısı olup eylemin amacı doğrultusunda harekete geçme isteği yeterli olmaktadır.

İleri düzey teknoloji bilgisi gerektiren ikinci grup hacktivist eylemler ise "dijital olarak doğru hacktivizm" (digitally correct hacktivism) olarak tanımlanmaktadır (Jordan ve Taylor, 2004:69). Dijital olarak doğru hacktivizm, siberuzamın altyapısını hacklemeye dayalı politik bir uygulamadır ve çevirimdışı yaşamdan beslenmektedir (Jordan ve Taylor, 2004). Bir başka deyişle, dijital olarak doğru hacktivizm pratiği, kitlesel hacktivist hareketlerden farklı olarak ileri düzey yazılım bilgisi gerektirmektedir ve temellerini ilk hackleme pratiklerinin normu olarak kabul edilen bilginin özgür kılınması ve sansüre karşı duruştan almaktadır. Dijital olarak doğru hacktivizmin temel bakış açısı bilgiye erişimin bir insan hakkı olduğunun ve bilgiye erişimin engellenmesinin bu hakkın ihlali anlamına gelmesinin kabulüne ilişkindir. Bu bakış açısından hareketle dijital olarak doğru hacktivistler internet sansürünü aşabilemek için ileri düzey teknoloji bilgilerini kullanmakta (kodlar yazmakta, yazılımlar geliştirmekte) ve buna ek olarak yetkili makamların internet kullanıcılarını gözetlemesine karşı güvenlik önlemleri sağlamaktadırlar (örneğin, Twitter ve Youtube'un erişime kapatılması durumunda kullanıcıların izi sürülemeyecek bir şekilde erişim sağlanmasına yarayan uygulamaların geliştirilmesi). Bu grup genel olarak, internet kullanıcılarına ilişkin bilgiler sağlanmasına ve bu bilgileri ekonomik ve siyasal amaçların gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılmasına bir karşı duruş olarak, devlete ait kurumları ve özel şirketleri hedef almaktadır. Sonuç olarak, aktivizmin sanal uzamın içinden gelen bu pratiği, eleştirel bakış açısıyla ve sistemin genel yapısına ilişkin aksaklıklara bağlı bir karşı duruş sergilemesi bağlamında dikkate değer bir alan olarak değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır.

Kaynakça
Akdeniz, G. (2013). "Hacker Etiği". Ali Rıza Keleş, Yetkin Sal (der.) (2013). Hack Kültürü ve Hacktivizm. İstanbul: Alternatif Bilişim, s. 9-15.
Castells, M. (2008). Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür, 2. Cilt: Kimliğin Gücü. II. Basım, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Castells, M. (2013). Communication Power. II. Edition. UK: Oxford University Press.
Dahlberg, L. (2001). "Computer-Mediated Communication and The Public Sphere: A Critical Analysis". Journal of Computer-Mediated Communications. 7:1, http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1083-6101.2001.tb00137.x/full.
Demirkıran, P. (2013). "Hacktivizm". Ali Rıza Keleş, Yetkin Sal (der.) (2013). Hack Kültürü ve Hacktivizm. İstanbul: Alternatif Bilişim, s. 27-33.
Jordan, T., Taylor, P. (2004). Hacktivism and Cyberwars: Rebels with a Cause. New York: Routledge.
Keleş, A. R. (2013). "Önsöz". Ali Rıza Keleş, Yetkin Sal (der.) (2013). Hack Kültürü ve Hacktivizm. İstanbul: Alternatif Bilişim, s. 5-8.
Levy, S. (1984). Hackers: Heroes of The Computer Revolution. New York: Bantham Doubleday Dell.
Papacharissi, Z. (2002). "The Virtual Sphere: The Internet as a Public Sphere". New Media and Society, 4(1): 9-27.
Sabancı, A. (2013). "Hackerlara Bir Karşı Kültür Olarak Bakmak". Ali Rıza Keleş, Yetkin Sal (der.). Hack Kültürü ve Hacktivizm. İstanbul: Alternatif Bilişim, s.16-26.
Siapera, E. (2012). Understanding New Media. London: Sage.
Turkle, S. (1984). The Second Self: Computers and the Human Spirit. London: Granada.
1 www.phrack.org/issues.html?issue=7\&id=3\&mode=txt "Hacker Manifestosu" Loyd Blankenship (Mentor) tarafından, tutuklandıktan kısa bir süre sonra, 1986 yılında yazılmış ve "Phrack" sitesi üzerinden yayınlanmış bildirilerden biridir.