Cumartesi, Aralık 27, 2014

Sally Potter’ın “Tango Dersi” Filmi: Aşk İçin Dersler


Potter, bağlanmaya, imkansız olana, aşka, Hasidik öğretinin yardımıyla bir kapı aralamaya, şans vermeye çalışmaktadır. Şansın verdiği fırsatın önündeki engel, nesneler dünyası ile ilişkilenme biçimidir. Nesneler dünyası, tarih dışı konumlanır zira önemli olan bireysel/bireyler arası düzlemdeki ilişkilenmedir ve bu iradidir.”

Sally Potter’ın “Tango Dersi” Filmi: Aşk İçin Dersler 

“Raksederken, ayaklarınıza insanlığın demir zincirleri çarpmıyorsa, hangi kanun sizleri korkutabilir ki?” H.Cibran

1. “Tango Lesson” Üzerine Yazılanlar

Anne Jerslev (2000)’e göre film toplumsal cinsiyetten ziyade “cinsiyet farklarını aşan bir dayanışma hakkında”dır. Temel gerilim; gerçeklik ile yanılsama arasındaki ilişki (biyografi ile kurmacanın birbirine karışması), temel soru, gerçeklik ve yanılsamanın ne olduğu? Berber dükkanındaki ayna sahnesinde Sally, iş ve özel yaşamın bir ve aynı şeyler olduğunu söylerken, kişisel (film yönetmeni- diegetic director) ile profesyonel olanın (extra diegetic director ) ayrılmazlığını göstermektedir. [1]

Yuh-yi Tan (2013), filme Bataille üzerinden bakar ve Delacroix tablosu sahnesi ile filmin sonundaki “ben senim” şarkısına odaklanır. Yazara göre Sally’nin yaşadığı üç metaforik dönüşüm şunlardır: Bir, moda filminden (rage) tango filmine, ölümden (modellerin ölümü) yaşama; iki, tango performansından sonra yaşanan duygusal çöküş; üç, Delacroix tablosu, dinsel meditasyon. Bataille’de en yüksek erotik moment ölümdür. Sally, ölümü aşmada hayatını riske atarak güç kazanır, Pablo ve kendisini “birlik”te çözer. Bataille’ın dediği gibi, anksiyete, kendini ölürken görmektir. Sally, Pablo’nun liderliğini kabul etmekle dansçı olarak ölmek zorunda kalır ve yönetmen olarak yaşar. [2]

Emine Uçar, tangonun, iki birey arasındaki mücadele sürecini ifade ettiğini ve dansı kimin yönlendireceğine dair rol üstlenme üzerine yapılacak olan uzlaşmaya dayandığını söyler. Uçar’a göre film, mantık ve sezginin başarı ile sonuçlanan ittifakı ile "uğraşan" özel bir değer taşımaktadır: “İçgüdüler yol gösterdiği sürece yola devam edilir, yoksa insan kendini başkasının sürüklemesine nasıl bırakabilir ki...” [3] Tangoyu “toplumsal cinsiyet (gender)” açısından inceleyen Beate Littig ise; dansı yönlendirmede mücadele ve uzlaşmadan ziyade, erkeğin yönlendirme rolünü üstlenmesinin söz konusu olduğunu belirtir.[4]

Carolyn Pinet (2006)’e göre Potter’ın filmde yaptığı çok daha kapsamlıdır. Her şeyden önce 1990’ların ortalarında Potter, Arjantin Tango hakkında bir film yapmaya karar verdiğinde, senaryoyla ilgili iki önemli karar alır. İlki, filmde üç dil (İspanyolca, Fransızca ve İngilizce) olması, diğeri ise, aralarında anlaşma yapan ve birbirine aşık olan iki karakterin sürgünde ve yahudi olması. Potter’ın tangonun süreç ve dinamiği hakkındaki filmi; kültürel kimlik ve sınırlar (sınır geçişleri) üzerine olduğu kadar, aynı zamanda Arjantin ve sürgün politikası üzerine bir düşünmedir. Arjantin’de, 1976-1983 askeri cunta döneminde yaşanan kirli savaşta, öldürülen, işkence gören veya kayıp olarak gösterilen kurbanların çoğu yahudi’dir. Tango her zaman bir sürgün ve sınır kapısı hikayesi olmuş; tango sendromu ise, yurt dışında yaşayan arjantinlilerin tangoya bağlı özlem ve nostalji deneyimini ifade etmiştir. Solanas’ın iki tango filminin (1985-1988) Potter için de örnek teşkil ettiği söylenebilir.

Pinet, filmde üç dil olması ve filmin farklı ülkelerde çekilmesini kültürel sınır geçişler/aşmalar ile sürgüne yorarken, Potter bu konuda, kendisiyle yapılan bir görüşmede, bunun “pratik” nedenlerden kaynaklandığını söylemektedir. Üç ülke, hem yapımcıya hem de yönetmene yarar sağlamaktadır. Finansal kaynak ve risklerin altı yapımcı şirkete dağıtılması; bu şirketlerin bütün maliyet ve riski tek başlarına göğüslemeleri yerine paylaşmayı, yönetmen bakımından ise sanatsal özgürlüğü sağlamıştır. Zira yönetmen üzerinde kontrol kurucu tek bir şirket yoktur.[5]  

Pinet’e göre Potter, bir yazar/yönetmen olarak kendisi ve öteki arasındaki tüm ilişki biçimlerini; tangonun hikayesini (anlamını), toplumsal cinsiyet, ırk, sömürgecilik ve emperyalizm açısından araştırabilmiş, hatta gerilim ve çatışmaların uzlaştırılabileceği yerlerin ötesinde bir yere taşıyabilmiştir. Filmi, aşk, iş ve yaratma hakkındaki bir dizi tango dersi olarak çekmeye karar veren Potter için tango, gündelik hayatın anlamsızlığı, politik baskı ve yaşlanmanın yıkıcı etkileri karşısında zarif bir umut ve yaşam mücadelesine dair bir kanıttır.

Kim önderlik edecek/yönlendirecek, kim takipçi olacak? Potter, tangoyu, iktidar ve şiddet üzerine düşünmenin bir aracı olarak kullanır. Potter, öğrenmesi gereken bir ders olduğunu söyler. “Yönetmen olarak çalışma hayatımın büyük kısmını yönlendiren bazı insanların, izlemenin ne anlama geldiğini öğrenmek için sundukları fırsat, büyük bir nimetti.”

Potter’ın beşinci ve onuncu derslerde odaklandığı yahudiler ve sürgün temasıdır. Beşinci derste, Pablo ve Sally Paris’te sürgündeki yahudiler olarak karşılaşırlar; yabancı bir kültürün içinde kayıp ve başıboşturlar. Onları yeniden birleştiren, tangonun yanısıra, işte budur. Paris’teki kilise sahnesi, yani Delacroix’nun Jacob ve melek tablosu. Jakob ve bir yabancı güreşirler. Jacob onu yenemeyeceğini anlar, zira o bir melektir, veya tanrı. Jakob, yani Pablo, kendi kendisiyle boğuşmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yahudi-Hristiyan düşüncesine giren bir doktrin (Hasidic doctrine)[6]: Kişinin bütün varlığıyla bir ilişki içine girebilmesi için, açgözlülük, bencillik, ırkçılık vb.den kurtulması. Tablonun önünde Sally ve Pablo, dönüşümlü olarak Jacob ve melek olurlar. Kutsal kitapta Jacob’a müjdelenen ev İsrail’dir, filmde, Sally ve Pablo için ne/neresidir?[7]

Evi aramak için Buenos Aires’e dönerler. Sokaklarda dans ederler, aralarındaki gerilim yağmurda yıkanır. Sonra, filmde kim yönlendiren kim takip eden olacak konusunda tartışırlar. Film, tıpkı tango gibi ileri geri gider. Tango yapacak yer bulamazlar. Sonra terk edilmiş bir depoda dans ederler: Piazzolla's "Libertango. Dışarıda tutmanın değil, Sally’i merkeze koyan içeri almanın dansıdır. Bu, filmdeki özgürlük momentidir. Potter bununla ilgili şöyle yazar: alert receptivity… dansçı tamamen kendi bedeninin kontrolü altındadır, gideceği yerin kontrolünü teslim eder. Karşılıklılık ve neşe, tangonun anahtarıdır.

3. Tango Dersi
“Ve böylece Aşk'ı tarif eden herkes
kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme,
sır olarak.“H.Cibran

            3.1. Siyah ve Beyaz

Filmin başı ve sonunda ortak olan iki öğe bulunmaktadır: Aynı müzik ve beyaz-siyah kontrastı. Film, “ben sen’im” şarkısının müziğiyle (sözsüz) başlar, aynı şarkı (sözlü) ile biter. Sally, beyaz çalışma masasını silmektedir. Sonraki çekimlerde de beyaz çalışma masası ve beyaz tabureyi, siyah piyano ve siyah sandalye ile birlikte üstten çekimler ile sık sık görürüz.


Halil Çelik





[1] Jerslev, Anne, Sally Potter's "ecrands seconds": A Reading of Sally Potter's Work.  Review; Nov2000, Vol. 21 Issue 2
[2] Tan, Yuh-yi, “Tango Duet: Erotic Writing in The Tango Lesson.” 1stGlobal Conferences— Time, Space and the Body and — Body Horror. Organized by the British Inter-Disciplinary.Net.Sydney. Feb. 11-13, 2013
[4] Littig, Beate, On heels: A praxiography of doing Argentine tango, European Journal of Women's Studies November 2013 vol. 20 no. 4 455-467
[6]İnsan türünün her bir bireyi diğerlerini kendinde eksiksiz olarak tamamıyla kapsar, kendi sınırlı varlığı ise tesadüfidir… Tesadüfi koşullar araya girmediği sürece, bireyler her biri diğerini bütünüyle yansıtan karşılıklı aynalar gibidirler… Sadece, peygamberler ve azizler gibi bazıları diğerlerini bütünsel (kâmil) olarak fiilinde kapsarken, bazıları ise diğerlerini yalnızca kudret olarak kapsar.” “Her çeşit hikmetin, niteliği ve mertebesine göre, yalnızca kendisine özgü bir şarkısının ve melodisinin olduğu keşfedilmiştir. Ve bu böylece hikmetin niteliğine göre daha yüksek bir melodiye doğru mertebe mertebe yükselerek gider… Putperest inanışlarda dahi (yıldızlara ve takımyıldızlara tapanların), kendi yanılsamalı öğretilerinde her putperest inancının tapınaklarda bir araya gelerek söyledikleri kendine özgü bir melodisi vardır. Aynı şekilde tam tersine, kutsiyette de her inancın bir şarkısı ve melodisi vardır.” http://www.usdusunveotesi.net/yazilar2.asp?yno=30&bant=10&katno=10
                                                                                                                            
[7] Pinet, Carolyn, Translatin Tango: Sally Potter’s Lessons, Romance Notes , Vol. 46, No. 3 , Spring 2006