Köle emeği ve serf
emeği gibi ücretli emek de geçici ve aşağı düzeyde bir biçimdir ve istekli bir
el, hazır bir zihin ve sevinçli bir kalple ter akıtan birleşik emek karşısında
yok olup gidecektir.
Karl Marx[1]
Giriş
Helen Ward’a göre (2006), fahişeliğe
yönelik hukuksal düzenleme yapılırken esas alınması gereken, fahişelere
örgütleme olanağı tanınıp tanınmayacağı meselesidir. Savunulduğu gibi örgütlenme
konusu merkeze alınsa da, bunu öncelemeyen ve fahişeliği farklı bağlamlar
içinde değerlendiren yaklaşımlardan yararlanılıp yararlanılamayacağı, bir başka
deyişle, bu yönde bir katkı için genel olarak fahişeliğe nasıl bakıldığı sorusu
da önem taşımaktadır. Bu konuda Karl Marx’ın yöntemi bize yardımcı olabilir.
Marx, genel ve belirli
soyutlamalarla çalışır ve iç bağlantıları bulmak için biçimleri analiz ederek
başlar (Fraser, 2008, s.55-57).[2] Bir
konunun (genel bir kategori, genel soyutlama olarak) tarihsel gelişimi
incelendiğinde karşılaşılan ortak
özellikler, tarihsel evreler arasındaki birliği (sürekliliği) gösterir, ancak belirleyici
unsur genel ve ortak özellikler değildir.
Örneğin emek sürecinin basit/genel öğeleri, tüm toplumsal gelişim biçimlerinde
ortak olmayı sürdürürken, bu sürecin belli tarihsel biçimleri arasındaki farkı
ortaya çıkaran belirleyici eleman, verili içeriklerinden ayrı olarak (ve
biçim-içerik diyalektiğini ihmal etmeden), toplumsal biçimlerdir (Marx, 2002;
Rosdolski, 2012, s.93-95). Tarihsel evreler arasında, sonrakinin öncekini
tamamen ortadan kaldırdığı bir dönüşüm ilişkisi değil, eskinin bir ölçüde
yeninin içinde yaşamaya devam ettiği bir ilişki bulunmaktadır (Fuchs, 2013).
Bu çalışmada, Marx’ın bu yaklaşımı
genel bir kategori olarak ele alınan “fahişeliğe” uygulanarak, dünyanın en eski
mesleği olduğu yaygın biçimde dillendirilen fahişelikten (Sieberg, 2005) seks
işçiliğine evrilen tarihsel sürecin ortak ve özgül/ayırıcı özelliklerinin
tespitine yönelik bir izlek takip edilecektir. Konunun süreklilik arz eden
yönünün “kadın üzerindeki erkek egemenliği”, tarihsel biçimlerine yön veren
öğenin ise “üretim biçimi” olduğu öngörüsüyle fahişelik, toplumsal cinsiyet ve
ekonomiyle ilişkisi bağlamında incelenecektir. Dolayısıyla bu çalışmada güdülen
temel amacın, fahişelikten seks işçiliğine değişen, bir başka deyişle emek eksenine kayan söylem ve örgütlenmenin
dünyadaki ve Türkiye’deki durumuna, örgütlenme düzeyine ve önündeki engellere
bakmak olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda, söylem değişiminin nasıl
gerçekleştiği ve emek eksenli örgütlenmenin karşılaştığı güçlükler ile
Türkiye’deki seks işçiliği konusunda faaliyet yürüten örgütlerin talepleri ve
örgütlenme deneyimleri anlaşılmaya çalışılacaktır.
Genellikle fahişeliğin hukuki olarak
düzenlenmesi, model/rejim sınıflandırması yapılarak incelenmeye çalışılmakta,
tartışmalarda hangi modelin daha etkin olduğu sorusu birincil konuma
taşınmaktadır. Bu çalışmada modellerin ve model tartışmasının ayrıntılarına
girilmeyecek, aksine bu sınıflandırma çabasının sınırlılıkları üzerine
yoğunlaşılacaktır. Türkiye’deki mevzuat ve güncel bir tartışmaya konu olan İsveç
Modeli, bu kapsamda, öne çıkan yönleri ve kendisine yöneltilen eleştiriler
düzeyinde ele alınacaktır.
Özetle, çalışmanın iki ekseni
bulunmaktadır. Birinci eksende fahişelik, erkek egemenliğinin tarihsel
süreklilik arz eden ve kapitalizm koşullarında “meta”laşan bir formu olarak ele
alınmaktadır. Bunun için, fahişeliğin kapitalizm öncesi biçimleriyle günümüzdeki
biçimi karşılaştırılacak, fahişeliğin sürekliliği sağlayan ve üretim biçiminin
temelde bir değişiklik yaratmadığı yönünün kadın üzerindeki erkek egemenliği
olduğu savunulacaktır. Fahişelikten seks işçiliğine doğru değişen söylem
değişikliğinin belirlediği ikinci eksen, esas olarak örgütlenme meselesiyle
ilintilidir. Bu bağlamda, seks işçiliği söyleminin hangi koşullarda geliştiği
ve neyi hedeflediği konusuna odaklanılacak; fahişelerin hakları temelinde
başlayan hareketin “seks işçiliği” söylemine evrilmesinin arkasında, toplumsal desteği
sağlama, bu kapsamda “ittifak” zeminini genişletme çabasının yattığı öne sürülecektir.
Toplumsal
Cinsiyet ve Fahişelik
Bir
“İş” Olarak Seks
Fahişeliğin
Düzenlenmesi: Modeller
Türkiye’deki Mevzuat
İsveç Modeli Tartışması
Söylem Değişimi ve Sendikalaşma
Sendikalaşmanın
Önündeki Olanaklar ve Engeller
Sonuç
Rethinking the Politics of “Sex Work”
Lori Watson: Why Sex Work Isn’t Work
Johanna Brenner: Selling
Sexual Services: A Socialist Feminist Perspective
Ninotchka Rosca: Colonizing the Body
Nancy Holmstrom: Sex Work and Capitalism
Michael Kimmel et al. : Buying
Sex on Company Time
Harriet Fraad: Sex Work
Melissa Farley: Prostitution,
Liberalism, and Slavery
[1] Uluslar arası Emekçiler
Birliği’nin açılış konuşmasından (aktaran Steven Lukes, Marksizm ve Ahlak): “and
that, like slave labor, like serf labor, hired labor is but a transitory and
inferior form, destined to disappear before associated labor plying its toil
with a willing hand, a ready mind, and a joyous heart.” https://www.marxists.org/archive/marx/works/1864/10/27.htm
[2] Genel soyutlama, somut toplumsal
koşullardan soyutlamaya işaret eder ve fenomenler arasında ortak bir unsura
odaklanma imkanı verir. Belirli soyutlama genelden özele veya somuta doğru bir
harekettir (Fraser, 2008:46).