Pazar, Eylül 13, 2015

Fahişelikten Seks İşçiliğine: Örgütlenme Deneyimi ve Güncel tartışmalar



Köle emeği ve serf emeği gibi ücretli emek de geçici ve aşağı düzeyde bir biçimdir ve istekli bir el, hazır bir zihin ve sevinçli bir kalple ter akıtan birleşik emek karşısında yok olup gidecektir.
 Karl Marx[1]
Giriş
            Helen Ward’a göre (2006), fahişeliğe yönelik hukuksal düzenleme yapılırken esas alınması gereken, fahişelere örgütleme olanağı tanınıp tanınmayacağı meselesidir. Savunulduğu gibi örgütlenme konusu merkeze alınsa da, bunu öncelemeyen ve fahişeliği farklı bağlamlar içinde değerlendiren yaklaşımlardan yararlanılıp yararlanılamayacağı, bir başka deyişle, bu yönde bir katkı için genel olarak fahişeliğe nasıl bakıldığı sorusu da önem taşımaktadır. Bu konuda Karl Marx’ın yöntemi bize yardımcı olabilir.

            Marx, genel ve belirli soyutlamalarla çalışır ve iç bağlantıları bulmak için biçimleri analiz ederek başlar (Fraser, 2008, s.55-57).[2] Bir konunun (genel bir kategori, genel soyutlama olarak) tarihsel gelişimi incelendiğinde karşılaşılan ortak özellikler, tarihsel evreler arasındaki birliği (sürekliliği) gösterir, ancak belirleyici unsur genel ve ortak özellikler değildir. Örneğin emek sürecinin basit/genel öğeleri, tüm toplumsal gelişim biçimlerinde ortak olmayı sürdürürken, bu sürecin belli tarihsel biçimleri arasındaki farkı ortaya çıkaran belirleyici eleman, verili içeriklerinden ayrı olarak (ve biçim-içerik diyalektiğini ihmal etmeden), toplumsal biçimlerdir (Marx, 2002; Rosdolski, 2012, s.93-95). Tarihsel evreler arasında, sonrakinin öncekini tamamen ortadan kaldırdığı bir dönüşüm ilişkisi değil, eskinin bir ölçüde yeninin içinde yaşamaya devam ettiği bir ilişki bulunmaktadır (Fuchs, 2013).

            Bu çalışmada, Marx’ın bu yaklaşımı genel bir kategori olarak ele alınan “fahişeliğe” uygulanarak, dünyanın en eski mesleği olduğu yaygın biçimde dillendirilen fahişelikten (Sieberg, 2005) seks işçiliğine evrilen tarihsel sürecin ortak ve özgül/ayırıcı özelliklerinin tespitine yönelik bir izlek takip edilecektir. Konunun süreklilik arz eden yönünün “kadın üzerindeki erkek egemenliği”, tarihsel biçimlerine yön veren öğenin ise “üretim biçimi” olduğu öngörüsüyle fahişelik, toplumsal cinsiyet ve ekonomiyle ilişkisi bağlamında incelenecektir. Dolayısıyla bu çalışmada güdülen temel amacın, fahişelikten seks işçiliğine değişen, bir başka deyişle emek  eksenine kayan söylem ve örgütlenmenin dünyadaki ve Türkiye’deki durumuna, örgütlenme düzeyine ve önündeki engellere bakmak olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda, söylem değişiminin nasıl gerçekleştiği ve emek eksenli örgütlenmenin karşılaştığı güçlükler ile Türkiye’deki seks işçiliği konusunda faaliyet yürüten örgütlerin talepleri ve örgütlenme deneyimleri anlaşılmaya çalışılacaktır.

            Genellikle fahişeliğin hukuki olarak düzenlenmesi, model/rejim sınıflandırması yapılarak incelenmeye çalışılmakta, tartışmalarda hangi modelin daha etkin olduğu sorusu birincil konuma taşınmaktadır. Bu çalışmada modellerin ve model tartışmasının ayrıntılarına girilmeyecek, aksine bu sınıflandırma çabasının sınırlılıkları üzerine yoğunlaşılacaktır. Türkiye’deki mevzuat ve güncel bir tartışmaya konu olan İsveç Modeli, bu kapsamda, öne çıkan yönleri ve kendisine yöneltilen eleştiriler düzeyinde ele alınacaktır.

            Özetle, çalışmanın iki ekseni bulunmaktadır. Birinci eksende fahişelik, erkek egemenliğinin tarihsel süreklilik arz eden ve kapitalizm koşullarında “meta”laşan bir formu olarak ele alınmaktadır. Bunun için, fahişeliğin kapitalizm öncesi biçimleriyle günümüzdeki biçimi karşılaştırılacak, fahişeliğin sürekliliği sağlayan ve üretim biçiminin temelde bir değişiklik yaratmadığı yönünün kadın üzerindeki erkek egemenliği olduğu savunulacaktır. Fahişelikten seks işçiliğine doğru değişen söylem değişikliğinin belirlediği ikinci eksen, esas olarak örgütlenme meselesiyle ilintilidir. Bu bağlamda, seks işçiliği söyleminin hangi koşullarda geliştiği ve neyi hedeflediği konusuna odaklanılacak; fahişelerin hakları temelinde başlayan hareketin “seks işçiliği” söylemine evrilmesinin arkasında, toplumsal desteği sağlama, bu kapsamda “ittifak” zeminini genişletme çabasının yattığı öne sürülecektir.  
Toplumsal Cinsiyet ve Fahişelik
Bir “İş” Olarak Seks
Fahişeliğin Düzenlenmesi: Modeller
Türkiye’deki Mevzuat
İsveç Modeli Tartışması
Söylem Değişimi ve Sendikalaşma
Sendikalaşmanın Önündeki Olanaklar ve Engeller
Sonuç




Rethinking the Politics of “Sex Work”

Ninotchka Rosca: Colonizing the Body
Nancy Holmstrom: Sex Work and Capitalism
Michael Kimmel et al. : Buying Sex on Company Time 
Harriet Fraad: Sex Work





[1] Uluslar arası Emekçiler Birliği’nin açılış konuşmasından (aktaran Steven Lukes, Marksizm ve Ahlak): “and that, like slave labor, like serf labor, hired labor is but a transitory and inferior form, destined to disappear before associated labor plying its toil with a willing hand, a ready mind, and a joyous heart.”  https://www.marxists.org/archive/marx/works/1864/10/27.htm

[2] Genel soyutlama, somut toplumsal koşullardan soyutlamaya işaret eder ve fenomenler arasında ortak bir unsura odaklanma imkanı verir. Belirli soyutlama genelden özele veya somuta doğru bir harekettir (Fraser, 2008:46).