Sennett
otorite mekânlarını tanımlarken bir ayrıcalıklılar klubü olarak Union Club’a
değinmiştir. Sennett’in mekânı fragmanlara bölen anlatımıyla Union Club, New
York’ta 5.Bulvarla 21.Cadde’nin kesiştiği köşede yer alır. Bina dörtgenimsi tasarımı
ve iri ve yer yer kıvrımlarıyla (kemerli) dikkat çeken Palladyen[1]
pencereleriyle yükselir. Binanın giriş katıyla birlikte göze çarpan pencereler,
bakan gözde uzaklık hissi yaratan opak, beyaz perdelerle gizlenmiştir (1992,
s.49-50). Yaratılan mahremiyet havası iç mekânın dışarıyla olan “kaçamak”
sevişmelerine davet çıkarır durmaktadır.
Park Avenue’da yer alan ve Amerikalı yüksek sınıfları
biraraya getiren Union Club
Union
Club’ı görsel/metinsel bir medya formu haline döken huşu verici fotoğrafı ise
Sennett’in belirttiği gibi bildiktir. Bu boş ve tekbiçim cadde köşesi bakan
birçok kişide güçlü bir etki uyandırmaktadır; öncelikli olarak fotoğraf bakan
göz açısından güven vericidir. Ciddi ve ağır olmasının ardında ise burjuvazinin
zaferi yatmaktadır. Caddede yaşam olmaması, kitleleri sadece birkaç blok
ötedeki, dokların yanındaki işçi apartmanlarında tıka basa tutmayı
başardıklarını gösterir. Fotoğrafın sahip olduğu netlik de dikkatten
kaçmamaktadır. Herşeyden önce yapının kapıları kapalıdır. Resmi bu denli net
yapan şey kapıların kapalı olmasıdır. Manzarayı vizöründen resmeden sanatçının
etkilenmişliği de ortadadır. Kamera açısı en iyi şekilde seçilmiş, burjuvazinin
kişisel gerçekler ve istekler sahnesi tüm steril güvenliğiyle resmedilmiştir
(1992, s.50-58).
Union
Club’ın bize anlattıkları kentsel çevreyi tasarlamanın, kentsel formlara çeki
düzen vermenin bir makro düzeyde süregiden yapısal bir düzenleme alanına
oturduğu gerçeğine götürmektedir. Lynch’in kentin okunaklılığı (2012, s.3)
olarak işaret ettiği şekliyle, kentsel manzara belli bir eskize
oturtularak kendi içinde tutarlı bir modele göre örgütlenmektedir. Bu,
gelişigüzel/olağan bir tasarım edimi olmamakla birlikte, tüm formlarıyla
birlikte kentin sunacağı öznel ve nesnel pratiklere dönük müdahaleleri
içermektedir. Bu bakımdan, kentsel formları birbirine ekleyen, parçaları
birbirinden koparan ve yeniden üreten bir mimari algoritma iktidar
ilişkilerinden yalıtılımış değildir. Kent silüetini hedef alan tüm inşa edici müdahaleler
(bu müdahaleler yıkıcı/bozucu olsa dahi yapıcıdır) fiziki çevre ve/veya objelerin
fiziksel nitelikleriyle oynanmasını içerir (bunlar kimi zaman referandum konusu
olsa dahi). Bu, kentsel manzaranın zihinle buluştuğu kentin imgelenebilirlik
(Lynch, 2012) uğrağı açısından önemlidir. Kenti eskizleyen sonrasıda ise kent
coğrafyasıyla birlikte açığa çıkan tüm kolektif enerji ve deneyimi göz hapsine
alan iktidar, kamusal mekân ve zamana yönelik alternatif algı, pratik ve
ilişkilenme formlarını sabitlemeye çalışmakta, farklı türden bir mekân ve zaman
deneyimini benliğin sınırlarından def etme yönünde çaba vermektedir. Bu müdahaleler
Negt ve Kluge’nin “sürprize açık olma”, “olanı anlamak kadar olabilecek olanı
gözden yitirmeme (potansiyel)” gibi mefhumlarla ilişki içerisinde
yorumladıkları bir toplumsal tecrübe
ufkuna yüz çevirerek kapıları kapamaktadır
(Hansen, 2004, s.149). Diğer yandan, zincirlerinden boşanmış bir denetim
fetişiyle şekillenen iktidar eskizi, mikro düzeyde görülen siyasalın çatışmacı
pratiklerini tam olarak massedemez. Eskizin dışarıda bıraktığı (bitmek
bilmeyen) çatışma hali bu değerlendirme yazısı benzeri oligoptik[2]
(Latour, 2005) karalama/yazı-lama örnekleriyle vücut bularak, egemenin
denetimiyle gözden kaçırdığı semptomları açık eder (Kabul etmek gerekir ki
egemen anlatıyı yeniden kodlamaya uğraş veren bu türden bir pratik bir başına
“yeterli” olmaktan uzak olsa da karşıt-dengeleyicidir).
Oligoptik bir karalama/yazı-lama
çabası- tıpkı burada Union Club örneğinde olduğu üzere- bilgi ve iktidar
ilişkisinin bir anlamıyla bütünün belirli parçasına dikkat kesilerek, egemen
olanın zihin haritasını ve temel maksatlarını anlamaya çalışır. Hükümet edenin
vakar duruşuyla bastırdığı huzursuzluğu bilince çıkararak anlamlandırır. Aktörlerin
bilince çıkarılmasıyla birlikte siyasal olanın öznesini tanımamız da
kolaylaşır. Oligoptik karalama/yazı-lama
düzeyinde gerçekleşen adımlar, bakışa ve algıya sunulan nesnel kentsel
manzaranın (tüm tarihsel, ekonomik ve kültürel içerimleriyle birlikte) mikro
düzeyde yapısöküme uğratılmasını niteleyen oligoptik bakışa/deneyime yönelik
bilinç kabartıcı olanakları da beraberinde taşıyacaktır. Kent formuyla
ilişkilenen böylesi bir bakış
bütünsel ve tutarlı olarak sunulan kent imajını erozyona uğratarak
sorgulamaların ve sonrasında ortaya çıkabilecek olan tikel/kolektif
müdahalelerin önünü açacaktır[3].
Bu yolla gerçekleşecek olan kentsel deneyimler, makro düzey aktörlerin sunmuş
olduğu steril/monokram kentsel formlar ve deneyimlere yeniden hayat vermenin de
bir yoludur.
Kaynakça:
Hansen,
M. (2004). “Yirmi Yılın Ardından Negt ve Kluge’nin Kamusal Alan ve Tecrübe’si:
Değişken Karışımlar ve Genişlemiş Alanlar”, Meral Özbek (Der.), Kamusal Alan
içinde, İstanbul: Hill
http://sendika1.org/2015/08/bir-gece-ankarada-sokak-isimleri-degisir-cicek-babandir-kavsagina-hosgeldiniz/)
Latour,
B. (2005). “Reassembling the Social. An Introduction to Actor-Network-Theory”,
Oxford: OUP
Lynch,
K. (2012). “Kent İmgesi”, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları
Sennett,
R. (1992). “Gözün Vicdanı”, İstanbul: Ayrıntı
[1] Rönesans
mimarı Andrea Palladio’nun tarzında, özellikle İngiltere’de 18.yüzyıl
ortalarında kullanılan, üstü hafif sivri, süslemeli pencereler (age, s.49).
[2] Latour,
Oligoptik’i Foucault’un Panoptikon kavramının karşısına koyar. Oligoptikon ya da oligoptik bir bakış/deneyim bir bütünmüşcesine sunulan kent imjanın
ters yüze ederek parçalar. Bütünün herhangi bir kısımına bakan kimse, ona
olabildiğince eğilir ve dikkat kesilerek sunulan imajı kendi düşünsel
faaliyetiyle yeniden yorumlar (2005).
[3] Nar
Kadın Dayanışması’nın Ankara/Çankaya’da yer alan sokak ve cadde isimlerini
kadın isimleri ve kadın mücadelesinin sloganlarıyla değiştirmesi bu türden
mikro müdahalelere örnek verilebilir. (Bknz. http://sendika1.org/2015/08/bir-gece-ankarada-sokak-isimleri-degisir-cicek-babandir-kavsagina-hosgeldiniz/).