Pazartesi, Ocak 12, 2015

En Asil Duyguların İnsanı Spinoza ve Ethica Okuma Rehberi-Gökberk Ertunç


Spinoza bir optik ustası esnaf olarak boyundan büyük bir işe kalkışıp şuan bildiğimiz rasyonel Hıristiyan etiğinin temellerini atmıştı. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu artığı İspanya’dan egemenliğini almış dükalıklar zincirinde yaşamış zihin tanrı ve duyguları ile dünyaya kendini tanıtmış Spinoza bize ne etmiştir?

Türkçeye çevrilmeyen Descartes’ın Kartezyen Felsefesine öykündüğü diğer eserleri dışında kendisini hala okumamızı sağlayan Ethica’sı ile bilsek de  Spinoza duyguların tamamını rasyonel bir dile dökerek anlamamıza yarayan bu kitabı ile şu yıllarda bile tartışılır konumda bulunuyor.


Tek gerçek varlık olan Töz (Allah benzeri, tanrı) ve onun sıfatları (99 isim veya ilinekleri) ile felsefesini temellendiren Spinoza, Ethica’nın ilk üç bölümünü felsefe ve varlık ile ilgilenmeyenler için nispeten yorucu geçecek tanrı sorgulamalarına ayırırken sonrasında gelen iki bölümü duyguların rasyonel düzlemde; gözüpek, cüretkar, ürkek, ödlek, pişmanlık, sevinç, hayret, şaşkınlık, hürmet, dehşet, kendini adama gibi tanımları ile Hıristiyan teolojisinin dolambaçlı yollarını aşanlarını bekliyor.


Çağında bir çok teolog Tanrı ve onun yeryüzüne temasları ile kafasını yormuşken, kendisi bunun için, duyguların dahi rasyonel temellere dayalı açıklamalarını oluşturmuş oldu. Ethica ile rasyonel felsefe, Descartes’ın din temelli bakışından çaktırmadan koparak Hegel’in kavga ettiği bir hayalet olmaya kadar uzanan bir büyüklüğe kavuştu.

Bunca kısa değinme sonrası Spinoza’nın Ethica'sının bölümlerini özetlersek;
  • Tanrı
  • Zihnin Doğası ve Kökeni
  • Duyguların Kökeni ve Doğası
  • İnsanın Esareti ya da Duygularının Kuvveti
  • Aklın Kudreti ya da İnsanın Özgürlüğü
olarak adlandırabiliriz
Bunları ise;
  • Tanrı Fikri
  • Aklın Tanrı Fikriyle Kendini Değerlendirmesi
  • Duygunun Aklın Süzgecinden Geçmesi
  • Esaret Durumu ve Duyguların Bu Durumdaki yeri
  • Özgürlük ve Aklın İşlemesinin Bu Durumdaki yeri
diye anlamlandırabiliriz.

Peki Ethica'nın tüm bu bölümlerini birleştirirsek elde edeceğimiz önermeler ne olur?
  • Mutlak Töz yani sınırsız ve mutlak olan Tanrı fikri ancak sınırlı ve Cüzi olan akılla birlikte kavranır
  • Yukarıdaki sebeple Akıl ancak karşıtı bir Mutlak Töz fikri ile açıklanır
  • Bu Sebeple Duygu ise karşıtı olan Akılla
  • Yani Duygu,  var olan şartlar dahilinde seçim yapma iradesine ket vuran, doğası var olan dış etkenlere bağlı olarak oluşan durumlara denir.
  • Duygu bu halde Tanrı olmayan aklın karşıtı olandır, özgürlük ise ancak dış uyaranlara karşı kendini bilen akılla olur
Spinoza bunlarla en temelde şu yargıya varmaya çalışmış olmalı:

  • İnsanın Esareti ya da Duygularının Kuvveti
  • Aklın Kudreti ya da İnsanın Özgürlüğü
İnsanın esareti arttıkça Duyguların kuvveti de artar
Aklın kudreti arttıkça İnsanın Özgürlüğü de artar

Bu durumda basit bir oran orantı işlemi ile Spinoza'ya göre:
Aklın Kuvveti arttıkça Duyguların kuvveti azalır
İnsanın Esareti arttıkça İnsanın Özgürlüğü azalır

Ayrıca:
Duygu ile Özgürlük arasında Negatif Korelasyon
Akıl ile Esaret arasında da Negatif Korelasyon vardır

Spinoza'nın Ethica'sından çıkarılacak sonuç ise:
Akılsızlık = Esaret
Duygusuzluk = Özgürlük
olarak elde edilir.


Bu tarz aşırı köktenci bir Spinoza yorumunu bir kenara bırakırsak
“Esaret ve Özgürlük Diyalektiği” ile
Hegel’in Efendi Köle diyalektiğini kurduğu düşüncesinin temelini de 
tam bu kitabında atmış olmalı.

neyse Spinoza’nın ailesinin kaçıp geldiği asıl memleketinden: